İçeriğe geç
Prof. Dr. Tülay Akman

Prof. Dr. Tülay Akman

Tıbbi Onkolog

Prostat Kanserinde Genetik Testler

Prostat kanseri erkeklerde en sık görülen kanser türüdür. Prostat kanseri, prostat dokusunu oluşturan bazı hücrelerin kontrolsüz çoğalarak tümör yapıları oluşturması sonucu meydana gelir. Erkeklerde 50 yaş ve sonrasında tarama, yıllık muayene ve kan testi ile PSA testi yapılması önerilmektedir. Diğer birçok kanserden farklı olarak, prostat kanseri hücrelerinin büyümesi ve çoğalması, androjenler olarak adlandırılan erkeklik hormonlarına bağımlıdır. Bu nedenle androjenleri baskılamak, prostat kanseri tedavilerinin temelini oluşturmaktadır. Erken evrede tedavide cerrahi, radyoterapi gibi bölgesel tedaviler yeterli iken, ileri evrede sistemik tedavilere ihtiyaç duyulmaktadır. Testesteron baskılayıcı tedavilere kemoterapinin eklenmesinin faydalı olduğu çalışmalarda gösterilmiştir. Günümüzde hergün bir yenisi eklenen çok sayıda androjen baskılayıcı ilaç bulunmaktadır ve bu ilaçlara her yıl yeni jenerasyon antiandrojen tedaviler eklenmektedir. Hastalarda androjen sentezini azaltan ya da androjen reseptör yolağı inhibitörü olan abireteron, enzalutamide, apalutamid ya da darolutamid gibi testesteron baskılayıcı tedaviler kullanılabilmektedir. 

 

İleri evre prostat kanseri hastalarında kemoterapi, antiandrojen tedaviler, seçilmiş hasta grubunda hedefe yönelik tedaviler ve immunoterapi kullanımı ile hastalarımızda tedavi başarısı yükselmektedir. Ayrıca Lutesyum-PSMA tedavisi, aktinyum-PSMA tedavisi, Radyum-223 tedavisi gibi hedefe yönelik akıllı radyoaktif tedavi yöntemleri de tedavide kullanılabilmektedir. Özellikle ileri evre prostat kanserinde doğru tedavi stratejisini belirlemek için hastalarımızda genetik haritalama testleri yapılmaktadır. Bu testlerde saptanan genetik mutasyonlara yönelik hedefe yönelik akıllı ilaçlar ve immunoterapi seçili hasta grubunda kullanılabilmektedir ve tedavi başarısını arttırmaktadır. Prostat kanseri, bazı hastalarda genetik geçişli olabildiği bilinmektedir. Hastalarda genetik yatkınlık testlerine bakılarak BRCA1 ve 2 gibi genlerdeki mutasyonlar saptanabilmektedir. BRCA1 ve 2 adlı proteinlerin genleri oluşturan DNA’nın tamirinde görev aldığı ve bu genlerin ayrıca tümör baskılayıcı (büyümeyi engelleyen) genler olduğu bilinmektedir. Bu proteinlerin bozukluğunda DNA tamiri olamaz ve hasarlanmış DNA hücrenin kanserleşmesine sebep olur. BRCA1 ve 2 gen mutasyonuna sahip hastalarda ilk tedavi sonrası ilerleme gösteren metastatic prostat kanseri hastalarında olaparib, rucaparib gibi hedefe yönelik tedavilerin kullanımı ABD Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) tarafından onaylanmıştır. Hastalarda kemoterapi, antiandrojen yeni nesil ilaçlar, hedefe yönelik akıllı ilaçlar ve immunoterapi ile tedavilerde başarı oranı artmıştır ve daha iyi yaşam süreleri ile sonuçlandığı bilinmektedir.

WhatsApp
Facebook
Twitter
LinkedIn
Telegram